Full width home advertisement

Post Page Advertisement [Top]



"Batı kapısının önünde yeşil bir tümsek yükselirdi, Ezellohar diye, gerçi Corollairë de derlerdi; Yavanna'nın kutsadığı yerlerdendi burası; uzun uzun otururdu burada, yemyeşil çayırlar üzerinde ve güce kudrete dair bir şarkı söylerdi, dünyada var olup da can bulan şeylere dair tüm düşünceleri vardı bu şarkıda..."
Silmarillion 



Yavanna'nın Ezellohar tepesinin üzerinde söylediği bu şarkıyı Valar, Hüküm Çemberi'nden izliyordu ve işte tam o sırada tepeciğin üzerinde filizler belirdi. Bu şarkıyla birlikte filizler büyüdü ve iki muhteşem ağaç oldu. Valinor'un İki Ağacı; Telperion ve Laurelin...

Telperion'un koyu yeşil yaprakları vardır ve bu yaprakların altı, parlak gümüş rengindedir. Sayısız çiçeği olan Telperion'un çiçeklerinden her zaman gümüş ışıklar saçan çiğ taneleri dökülür. Telperion'un isimlerinden bazıları; Silpion,  Ninquelótë, Valinor'un Ak Ağacı.

Laurelin'in ise yeşil yapraklarının kenarları altın rengindedir. Laurelin meyve verir ve altın renginde ışık saçar. Bu ağaç muazzam bir sıcaklık yayar. Laurelin'in isimlerinden bazıları; Malinalda, Culúrien, Aman'ın Altın Ağacı.


Telperion, iki ağaçtan yaşlı olan ve ilk filizlenendir. Bu nedenle ilk çiçeği o açar ve gümüş rengi ışığı her yeri sardığı zamana "Açılış Saati" denir. Açılışının ardından 6. saatte solar ve ardından Laurelin açmaya başlar. Laurelin, açtıktan sonra 12. saatte solar. Bu nedenle Valar'ın Aman'daki her günü 12 saate bölündü ve bu ağaçların açmasıyla Valinor Saadetinin Günleri başladı.

Telperion ve Laurelin sadece ışık saçan ve saatleri belirleyen iki ağaç değildir. Tüm tarihe yön vermiş Silmarillerin oluşumunun ta kendisidir.

Noldor soyundan gelen, Büyük Yolculuk'da Oromë tarafından seçilen 3 elçiden biri, Noldor'un Kralı olan Finwë'nin oğlu Fëanorortalığı karıştıracak ve Morgoth'un hedefi haline gelecek Silmarilleri yaparken, Telperion ve Laurelin ağaçlarının ışıklarını birbirlerine bağladı ve Silmarillerin içine bu ışığı koydu. Karanlıkta bile kendi ışıklarıyla parlamalarına neden olan Silmariller kutsanmış, kötücül elleri kavuran bir güce sahiptir.



Peki koca bir dünyayı aydınlatan Telperion ile Laurelin'e ne oldu?

Elfler, A.Y. (Ağaçların Yılları) 1495'de Taniquetil'de Ilúvatar'a şükretme şölenindeyken, Melkor (Morgoth) ile korkunç yaratık Ungoliant ortalığı boş bulup Ezellohar tepesine gitti. Burada ağaçları kestiler ve Ungoliant ağaçlardan akanları kurutana kadar içti. Böylece ağaçların yok edilişiyle Büyük Karanlık çöktü.

Karanlığın Çöküşü'nün ardından Valar Hüküm Çemberi'nde toplandı. Daha İnsanlar gözlerini açmamışlardı. Telperion ve Laurelin'i filizlendiren Yavanna, ölen ağaçları diriltemeyeceğini, bunu ancak Silmariller ile yapabileceğini söyledi. Ama Fëanor Silmarilleri vermek istemedi.

Elfler Ortadünya'daydı ve İnsanların gelişi yakındı. Valar, savaşın ortasında İnsanların gözlerini karanlığa açmasını istemiyordu ve Morgoth'un yolunu kesmek için ışık en güzel araçtı. Bu nedenle yok olan ağaçların ışığını geri getirmek için işe koyuldular. Yavanna ve Nienna'nın uzun uğraşlarının sonunda Telperion sadece bir çiçek açtı ve Laurelin ise bir meyve verdi. Meyve ve çiçeğin kutsanmasının ardından, ışıklarını kaybetmeyecekleri korunaklı taşıyıcılara konup göğe yükseltildiler. Böylece Güneş ile Ay yerini aldı ve anlatacak yeni bir hikaye başlamış oldu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bottom Ad [Post Page]